|
-DÖRTLÜKLER-
DÖRT DÖRTLÜKLER
---O-O-O---
1.DÖRT DÖRTLÜK
BAŞLARKEN
Hayra hayırla başla, Besmele’yi unutma!
Şükr’et dâim Allâh’a; Hamdele’yi unutma!
Âlemlere rahmettir, Yüce Peygâmberimiz;
Salât ü Selâm getir; Salvale’yi unutma!
DERYÂ
Hoş geldin, sefâlar getirdin; cânım efendim!
Buyur tam baş köşeye, ey sultânım efendim!
Sen ey Rahmet deryâsı, kâlbimizde yerin var;
N’olur, tut elimizden; Ramazân’ım Efendim!
KUTLAMA
Rahmet Ayı Ramazan, herkese kutlu olsun!
Herkesler nasiplensin, herkesler mutlu olsun!
Korusun Hak, namazsız-oruçsuz yaşamaktan;
Güzel insanlarımız, dâim umutlu olsun!
İLK GÜN
İlk terâvihi kıldık, bugün ilk orucumuz;
Kâbul eyle Yâ Rabbi, affeyle hep suçumuz;
Merhabâ ey Ramazan; bereketler lûtfeyle;
Boş çıkmasın bayrama, elimiz-avucumuz!
2.DÖRT DÖRTLÜK
MERHABÂ
Merhabâ ey gülenler, ağlayanlar merhabâ!
Aşkını umman yapıp çağlayanlar, merhabâ!
Tutulmuş gider herkes bir sevgili peşinden;
Gönlünü yalnız Hakk’a bağlayanlar, merhabâ!
PUSULA
Hoş geldin ey Ramazan, ey sonsuz rahmet ayı!
Hem gurbetten bunaldık, hem unuttuk sılayı!
Sensin hatırlatacak, yolları-yordamları!
Buldur bize ne olur, harita-pusulayı!...
YETMİŞLİ YILLAR!
Ramazanlar hep güzel, tanıdığımdan beri!
Hele çocukluğumda, vardır apayrı yeri!
Neydi sevgili dostlar, şu yetmişli yıllarda;
Top sesini beklemek, iftar vakti üzeri?!
İKİNCİ GÜN
Dün birdi, bu gün iki; yarın üç, dört, beş derken;
Bir bakarsın bitmiştir, umulandan da erken!
Âh bir memnun ayrılsa, Ramazan misâfiri;
Bayram arifesinde, vedâ edip giderken!...
3.DÖRT DÖRTLÜK
ÜÇÜNCÜ GÜN
Oruçta üçüncü gün, işte hemen alıştık;
Akşam terâvihlerde câmilere doluştuk!
Ne güzel bir coşku bu, nasıl tatlı heyecân?!
Daha yolun başında, muhabbetle buluştuk!
MUKÂBELE!
Ramazan Kur’an ayı; Mushaf alınır ele;
Köyde, kentte, her yerde; okunur mukâbele…
Koşulur câmilere, çoluk-çocuk, kız-kızan;
Bu ayda her adıma, sınırsız mukâbele!
DEĞİŞİM!
Hasret bitti çok şükür, geldi Ramazan Ayı
Neşelendi dünyâmız, bağı-bahçesi, köyü
Yâ Rabb lûtfet erdemi, sonsuz güzellikleri;
Değişsin hepimizin, edâsı, tavrı, huyu!...
ÇOK ACI!
Ramazan’da da aynı; her yandan kötü haber!
Kardeşleri yurdundan ediyorlar tî-teber!
Yâ Rabbi, ne olursun; değişmeyecek mi hiç?
Bu manzara, bu acı; perişanlık, bu kader?
4.DÖRT DÖRTLÜK
MEVSİM
Rabbimiz rahmet için gönderdi Ramazânı;
Gönüller bayramdadır; şimdi vuslat zamânı!
Merhabâ mâh-ı gufrân, merhabâ güzel mevsim;
Ey sevaplar bahârı; günâhların hazânı!...
FORMÜL
Ramazan, günâhları, yakıp yok eden bir ay;
Kadr ü kıymetini bil, kurtuluşa ol aday!
“Başı RAHMET, ortası MAĞFİRET, sonu NECÂT:”
Yâni, sonsuz mutluluk; Rabbimiz kılsın kolay!
4.GÜN
Bu gün dördüncü günde; bahtiyâr, hem zindeyiz;
Yüce Hakk’ın yolunda, Rasûlün izindeyiz!
Ramazan’la berâber, aşkla, şevkle, sevgiyle;
Namazın mîrâcında, orucun feyzindeyiz!...
YOL
Oruç mu bizi tutar, biz mi orucu dostlar?!
Allâh aşkına bunun, neyi yorucu dostlar?
Velev ki öyle olsa, değmez mi hiç yine de;
Cennete varacaksa, yolun bir ucu dostlar?!
5.DÖRT DÖRTLÜK
6.DÖRT DÖRTLÜK
7.DÖRT DÖRTLÜK
8.DÖRT DÖRTLÜK
9.DÖRT DÖRTLÜK
10.DÖRT DÖRTLÜK
11.DÖRT DÖRTLÜK
12.DÖRT DÖRTLÜK
13.DÖRT DÖRTLÜK
14.DÖRT DÖRTLÜK
15.DÖRT DÖRTLÜK
16.DÖRT DÖRTLÜK
17.DÖRT DÖRTLÜK
18.DÖRT DÖRTLÜK
19.DÖRT DÖRTLÜK
20.DÖRT DÖRTLÜK
21.DÖRT DÖRTLÜK
22.DÖRT DÖRTLÜK
23.DÖRT DÖRTLÜK
24.DÖRT DÖRTLÜK
25.DÖRT DÖRTLÜK
26.DÖRT DÖRTLÜK
27.DÖRT DÖRTLÜK
28.DÖRT DÖRTLÜK
29.DÖRT DÖRTLÜK
30.DÖRT DÖRTLÜK
MANİLER
Ramazan geldi eyvallâh
Rahmet gönderdi Allâh
Hoş geldin gözümüz aydın
Hoş geldin bârekâllâh!..
Ramazan’ın evveli
Rahmetin şefkât eli
İftar, Terâvih, Sahur
Coşkusuna ermeli
Bu gece ayın evveli
Açıldı İslâm’ın gülü
Geldi Mübârek Ramazan
Mesrûr etti cân ü dili
Şükür bu aya girdik
Akşam hilâli gördük
Sevinçlere garkolup
Yüzü secdeye sürdük
Onbir ayın sultânı
Kıymetlidir her ânı
Hoş geldin ey Ramazan
Süslüyorsun cihânı
Ramazan ikinci gün
Mümine şenlik, düğün
Gelsin mukâbeleler
Sabah-akşam, üç öğün
Ramazan’ın üçüdür
Îmânımız güçlüdür
Sahur sevdâ bahçesi
İftar Cennet gülüdür
Bu gün orucun dördü
Bitmez insanın derdi
Rabbimiz derman için
Ramazan'ı gönderdi
Ramazan’ın beşine
Toprağına taşına
İftar, Terâvih, Sahur
Düştüm sevdâ peşine
Ramazan’ın altısı
Ramazan gül tatlısı
Reyyâna doğru koşar
Seherlerin atlısı
Ramazan’ın yedisi
Gitti dörtte birisi
Misâfir aceleci
Çabuk geçer gerisi
Ramazan’ın sekizi
Ay güneşin ikizi
Yağdırır nurlarını
Olur Reyyân denizi
Ramazan’ın dokuzu
Barışık kurtla kuzu
Sarsın kardeşlik rûhu
Kuşatsın yurdumuzu
Ramazan’ın onudur
İlk dilimin sonudur
Rahmetten mağfirete
Necât esas konudur
Ramazan’ın yirmisi
Kadir bundan gerisi
Gezer gecelerinde
Ev ev cennet perisi
Ramazan’ın hilâli
Güzelliktir her hâli
Tutunmayanın olmaz
Doğrulmaya mecâli
Deniz suyu serindir
Ufukları derindir
Bir tek hurma da olsa
Bir mü’mini sevindir
Bu ayın başı rahmet
Ortasında mağfiret
Necat bulur sonunda
Cehennemden bu ümmet
Bağda gördüm kekliği
Üzdü beni tekliği
Nedir doymayanlardan
Mîdelerin çektiği?
Kem sözden dilini tut
Orucun gülünü tut
Terâvihlere götür
Çocuğun elini tut
Ramazan sultan bize
Rahmet-i Rahmân bize
Cennet nîmetleriyle
Dopdolu harman bize
Müminler oruç tutar
Kâlpleri hep bir atar
İnanan gönüllere
Ramazan coşku katar
İşte geldim kapınıza
Selâm verdim yapınıza
Selâmımı almaz isen
Daha gelmem kapınıza
Ramazanın davulu
İçinde mani dolu
Bahşişleri bol verir
Beyim bir ağa oğlu
Dömbeleğe nem indi
Yüreğime gam indi
Sahur sahur koşarken
Pabuçlarım delindi
Evlerinin önü mersin
Yolum gider tersin tersin
Küçük beyden bahşiş aldım
Allâh uzun ömür versin…
Ramazan’ın dördü mü?
Hilâlini gördün mü?
Sahurun melekleri
Saçlarını ördü mü?
Irmaklar dolu çakıl
Oruç tut, namazı kıl
Kullukta gayretli ol
Var ise sende akıl
Ramazan vefâ şehri
Zevk ile sefâ şehri
Bîçâre gönüllerin
Mânevî şifâ şehri
Dede torun elele
Gidiyorlar câmiye
Çocuklar kaçışıyor
Arkada güle güle
Misâfirim nazlandı
Börek diye sızlandı
Tam bir sini yedi de
Ondan sonra uslandı
Sokak yolu dar mıdır?
Minâresi var mıdır?
İftara kal diyorlar
Acep aslı var mıdır?
Balık oynar tavada
Herkes ayrı havada
Oruç tutmada değil
İş ona tutulmada
Oruç kendini tutmak
Tutup nefsi uyutmak
Orucu bozmazmış hem
Sabredip acı yutmak
Ramazan hatırına
Çıktım sahur turuna
Ses kısıldı, bakmayın
Davulcu kusuruna
Sofralar donatırsın
Mîdeyi boylatırsın
Fazla ileri gitme
Orucu çatlatırsın
Duvardan kedi atladı
Bekçinin ödü patladı
Merak etme bekçi baba
Bey kesesini yokladı
Ayağında ıskarpin
Duyamadım ne dedin
Ramazan ikram ayı
Dolu olsun hep cebin
İstanbul’dan gelen katar
Kamçısını göğe atar
Benim ağam çok cömerttir
Çifte onluk birden atar
Eski câmi direk ister
Onarmaya yürek ister
Benim karnım toktur ammâ
Arkadaşım börek ister
Günâh olsa da yığın
Yine sen O’na sığın
Gazâbını geçmiştir
Rahmeti Rabbımız’ın
Nâra atar mı seni?
Nûra katar mı seni?
Sen mi oruç tutarsın
Oruç mu tutar seni?
Ramazan bir bahara
Benzer gelse de kara
Gecelerin kadrini
Son on gününde ara
Dömbeleğim teneke
Koşarım seke seke
Cebimde fındık vardı
Bitirdim çeke çeke
Bak bülbül sadâsına
Şükreder Hüdâsına
Âşıklar boyun eğmiş
Yalvarır Mevlâsına
Gökyüzünün melekleri
Devran eder felekleri
Bu ayda ikrâm edenin
Zâyî olmaz emekleri
Ramazan aşk şehridir
Mâneviyât nehridir
Arıtır gönülleri
Sonu Cennet mührüdür
Kalkmazsan kırılırım
Eşikte kıvrılırım
Yine bahşiş gelmezse
Kahrolur, yıkılırım
Dömbeleğin zılgıtı
Dolaşırız çat kapı
Tüm apartman uyandı
Bir tek kaldı alt katı
Hava sıcak terlerim
Birçok mâni derlerim
Bu akşam dâvetim var
Sizleri de beklerim
Mutfakta soğan doğrar
Bekârlığa tövbekâr
Beyim yufka yürekli
Gözyaşı döker, ağlar
Şu sokağa varayım
Tam başında durayım
Bu defâ da duymazsa
Kapıyı mı kırayım?
Fındık kurur çeç olur
Müminler güleç olur
Bahşişimi ver beyim
Yoksa bayram geç olur
Baklava sini sini
Görmedim gibisini
Başka bahşiş istemem
Verseler birisini
Göz aydın hepimize
Mübârek günler bize
Onbir ayın sultânı
Hoş geldin evimize
Bu gece ayın evveli
Açıldı İslâm’ın gülü
Geldi Mübârek Ramazan
Mesrûr etti cân ü dili
Eriştik Ramazan’a
Şükür kavuşturana
Bu ayda oruç tutmak
Huzur verir insana
Ramazan hoş misâfir
Bize çok değer verir
Yazar beratımızı
Cennetlere gönderir
Hakk’ın bize ihsânısın
Hem ayların sultânısın
Sen bir saâdet kânısın
Ey mâh-ı sultân merhabâ
Hoş geldin kutlu misâfir
Kâlbimiz senin haydi gir
Arındır tüm lekelerden
Bırakma rûhumuzda kir
İşte geldim kapınıza
Selâm verdim yapınıza
Selâmımı almaz isen
Daha gelmem kapınıza
Nine nine kalksana
Pencereden baksana
Kalkmazsan koca nine
Zor çıkarsın akşama!
Evlerinin önü mersin
Yolum gider tersin tersin
Küçük beyden bahşiş de aldım
Allâh uzun ömürler versin…
Güm, güm be de güm güm…
Câmide arkadaşlar
Kaynaşır coşku başlar
Rahmet ayıdır bu ay
Gözlerden yağar yaşlar
İşte geldim ekim büküm
Sırtımda davuldur yüküm
RamazânıŞerîf hayrola
Cümleye selâmünaleyküm
Sokak yolu dar mıdır?
Minâresi var mıdır?
İftara kal diyorlar
Acep aslı var mıdır?
Ramazan hatırına
Çıktım sahur turuna
Ses kısıldı bakmayın
Davulcu kusuruna
İstanbul’dan gelen katar
Kamçısını göğe atar
Benim ağam çok cömerttir
Çifte onluk birden atar!
Ezanlar hep okundu
İftarlığım lokumdu
Aç karnına çok yedim
Bana biraz dokundu!
Eski câmi direk ister
Onarmaya yürek ister
Benim karnım toktur ammâ
Arkadaşım börek ister!
Günâh olsa da yığın
Yine sen O’na sığın
Gazâbını geçmiştir
Rahmeti Rabbımız’ın
Davulum gündüz yatar
Gece durmaz, tur atar
Hayâlinin peşinden
Tozu dumana katar!
Karşıma fener geldi
Aklıma neler geldi
Börek bekledim ammâ
Sofraya döner geldi
Şekerim var ezilecek
Al tülbentten süzülecek
Bekletmeyin ah efendim
Çok kapım var gezilecek
Mâni mâni üstüne
Mâni başım üstüne
Davulcu diller döker
Biraz börek kastına
Davulum gündüz uyur
Gecede güm güm vurur
Sen de bir şey atmazsan
Dilim-damağım kurur!
Bak bülbül sadâsına
Şükreder Hüdâsına
Âşıklar boyun eğmiş
Yalvarır Mevlâsına
Gökyüzünün melekleri
Devran eder felekleri
Bu ayda ikrâm edenin
Zâyî olmaz emekleri
Herkes uykuya daldı
Uyku evleri aldı
Sizleri uyandırmak
Biz çocuklara kaldı
Akşamdan pilâvı pişirdim
Gene karnımı şişirdim
Çok mani diyecektim ama
Defteri yolda düşürdüm
Halayıklar halayıklar
Ocak başında uyuklar
Davul sesini duyunca
Pirincin taşın ayıklar
Ne uyursun, ne uyursun
Bu uykuda ne bulursun?
Kıl namazı, tut orucu
Tüm dertlerden kurtulursun
Su içtim serinledim
Derde düştüm inledim
Takvimde okuyunca
Büyük sözü dinledim
Güm güm kapı çatlayacak
Sahur vakti atlayacak
Uyanın ey uykucular
Davulumuz patlayacak
Hava sıcak terlerim
Birçok mâni derlerim
Bu akşam dâvetim var
Sizleri de beklerim
Ne yaptıksa olmadı
Kimse bizi duymadı
De uyanın komşular
Daha mânî kalmadı!
RAMAZAN-NÂME
Rahmetiyle gelir hep
Ne güzeldir Ramazan!
Mü’minde hayâ, edep
Ne güzeldir Ramazan!
İftar, Terâvih, Sahur
Müslüman olgun, vakûr
Her yer, her yanda huzûr
Ne güzeldir Ramazan!
Akşam, top sesi bekler
Püfür püfür yemekler
Hep bizimle melekler
Ne güzeldir Ramazan!
Gürül gürül mü’minler
Coşar hep müezzinler
Salavâtlar, âminler
Ne güzeldir Ramazan!
Fitre ve zekât ayı
Yardımda yoktur sayı
Şenlendirir dünyâyı
Ne güzeldir Ramazan!
Çocuklar neş’e dolu
İşgâl(!) ederler yolu
Kaplarlar sağı-solu
Ne güzeldir Ramazan!
Oyunlar çeşit çeşit
Cıvıltıyı duy, işit
Oruçta herkes eşit
Ne güzeldir Ramazan!
Terk edilir kem sözler
Aşka boyanır özler
Mânâ seyrinde gözler
Ne güzeldir Ramazan!
Evde-köyde muhabbet
Kutlu ayında ümmet
Bayram ediyor millet
Ne güzeldir Ramazan!
Bin aydan hayırlı bir,
Gece Leyle-i Kadir
Hak, bu ayda vermiştir
Ne güzeldir Ramazan!
Hak gönderdi Kur’ân’ı
Boldur bize gufrânı
Onbir ayın sultânı
Ne güzeldir Ramazan!
Gider bir gün, akşamla
Bırakır bizi gamla
Hediyesi bayramla
Ne güzeldir Ramazan!
Kadrini hep bilmeli
Gerçek mü’min olmalı
Ebediyen gülmeli
Ne güzeldir Ramazan!
KADİR-NÂME
Leyle-i Kadirdir Kur’an’da adı Bu gece bir “kadir bilme” gecesi Mevlâ’nın kullardan budur murâdı Varlığın farkında olma gecesi…
Âlemler içinde özge âlemsin Kâinâtın göz bebeği âdemsin Hayat bir defterdir, sen de kalemsin Aşk mürekkebiyle dolma gecesi…
Bin aydan hayırlı; selâm, selâmet Rabbini bilmek, kerem; kerâmet Rahman, kullarına eder merhamet Bağış kapılarını çalma gecesi…
Ümitsizlik yok; aslâ, bir defâ Kaçarak eyleme kendine cefâ Hadi koş, katıl; sen de bir safa Rahmet deryâsına dalma gecesi…
Ne kadar olsa da, cürmün-günâhın Af kapısı dâim, açık Allâh’ın Tavrını örnek al Rasûlullâh’ın Huzur’da kendini bulma gecesi…
Ramazan âdetâ Nûh’un gemisi Cehennemden necat, en ilerisi Sen hele bir yönel, gelir gerisi Fecre dek secdede kalma gecesi…
Terk et yanlışları, yönel Allâh’a Dönmemeye azm’et aslâ bir daha Kimin garantisi var ki sabâha? Tevbeyle kirleri silme gecesi…
Nûrânî, verirken ele talkını Uyarırken milletini, halkını Unutma dâvânı, kendi ülkünü Şeytana, hem nefse çelme gecesi…
Bir fırsat iklîmi, nur bereketi Arınma çarşısı, aşk hareketi Bulmak için en sonunda cenneti En başa, en önde gelme gecesi…
Filistin, Arakan, Sûriye, Kerkük Her taraflar yıkık, her taraf dökük Beşer kan ağlıyor, boyunlar bükük Gözlerin çağlayıp, dolma gecesi…
Bu gece herkese mübârek olsun İnsanlık selâmet, saâdet bulsun Gözümüz, gönlümüz nurlarla dolsun Kâlpleri sevdâya salma gecesi...
İşte budur sözün özü-özeti Hakk'a kulluktadır ömrün lezzeti Murâd ediyorsan hakta izzeti İşte kullara, yükselme gecesi...
Nasip olsun felâh cümle ümmete Rabbim nusret versin halka millete Zevâl vermesin; ülkeye, devlete; Duâlarda birlik olma gecesi...
|
|
-DÖRTLÜKLER-
DÖRT DÖRTLÜKLER
---O-O-O---
1.DÖRT DÖRTLÜK
BAŞLARKEN
Hayra hayırla başla, Besmele’yi unutma!
Şükr’et dâim Allâh’a; Hamdele’yi unutma!
Âlemlere rahmettir, Yüce Peygâmberimiz;
Salât ü Selâm getir; Salvale’yi unutma!
DERYÂ
Hoş geldin, sefâlar getirdin; cânım efendim!
Buyur tam baş köşeye, ey sultânım efendim!
Sen ey Rahmet deryâsı, kâlbimizde yerin var;
N’olur, tut elimizden; Ramazân’ım Efendim!
KUTLAMA
Rahmet Ayı Ramazan, herkese kutlu olsun!
Herkesler nasiplensin, herkesler mutlu olsun!
Korusun Hak, namazsız-oruçsuz yaşamaktan;
Güzel insanlarımız, dâim umutlu olsun!
İLK GÜN
İlk terâvihi kıldık, bugün ilk orucumuz;
Kâbul eyle Yâ Rabbi, affeyle hep suçumuz;
Merhabâ ey Ramazan; bereketler lûtfeyle;
Boş çıkmasın bayrama, elimiz-avucumuz!
2.DÖRT DÖRTLÜK
MERHABÂ
Merhabâ ey gülenler, ağlayanlar merhabâ!
Aşkını umman yapıp çağlayanlar, merhabâ!
Tutulmuş gider herkes bir sevgili peşinden;
Gönlünü yalnız Hakk’a bağlayanlar, merhabâ!
PUSULA
Hoş geldin ey Ramazan, ey sonsuz rahmet ayı!
Hem gurbetten bunaldık, hem unuttuk sılayı!
Sensin hatırlatacak, yolları-yordamları!
Buldur bize ne olur, harita-pusulayı!...
YETMİŞLİ YILLAR!
Ramazanlar hep güzel, tanıdığımdan beri!
Hele çocukluğumda, vardır apayrı yeri!
Neydi sevgili dostlar, şu yetmişli yıllarda;
Top sesini beklemek, iftar vakti üzeri?!
İKİNCİ GÜN
Dün birdi, bu gün iki; yarın üç, dört, beş derken;
Bir bakarsın bitmiştir, umulandan da erken!
Âh bir memnun ayrılsa, Ramazan misâfiri;
Bayram arifesinde, vedâ edip giderken!...
3.DÖRT DÖRTLÜK
ÜÇÜNCÜ GÜN
Oruçta üçüncü gün, işte hemen alıştık;
Akşam terâvihlerde câmilere doluştuk!
Ne güzel bir coşku bu, nasıl tatlı heyecân?!
Daha yolun başında, muhabbetle buluştuk!
MUKÂBELE!
Ramazan Kur’an ayı; Mushaf alınır ele;
Köyde, kentte, her yerde; okunur mukâbele…
Koşulur câmilere, çoluk-çocuk, kız-kızan;
Bu ayda her adıma, sınırsız mukâbele!
DEĞİŞİM!
Hasret bitti çok şükür, geldi Ramazan Ayı
Neşelendi dünyâmız, bağı-bahçesi, köyü
Yâ Rabb lûtfet erdemi, sonsuz güzellikleri;
Değişsin hepimizin, edâsı, tavrı, huyu!...
ÇOK ACI!
Ramazan’da da aynı; her yandan kötü haber!
Kardeşleri yurdundan ediyorlar tî-teber!
Yâ Rabbi, ne olursun; değişmeyecek mi hiç?
Bu manzara, bu acı; perişanlık, bu kader?
4.DÖRT DÖRTLÜK
MEVSİM
Rabbimiz rahmet için gönderdi Ramazânı;
Gönüller bayramdadır; şimdi vuslat zamânı!
Merhabâ mâh-ı gufrân, merhabâ güzel mevsim;
Ey sevaplar bahârı; günâhların hazânı!...
FORMÜL
Ramazan, günâhları, yakıp yok eden bir ay;
Kadr ü kıymetini bil, kurtuluşa ol aday!
“Başı RAHMET, ortası MAĞFİRET, sonu NECÂT:”
Yâni, sonsuz mutluluk; Rabbimiz kılsın kolay!
4.GÜN
Bu gün dördüncü günde; bahtiyâr, hem zindeyiz;
Yüce Hakk’ın yolunda, Rasûlün izindeyiz!
Ramazan’la berâber, aşkla, şevkle, sevgiyle;
Namazın mîrâcında, orucun feyzindeyiz!...
YOL
Oruç mu bizi tutar, biz mi orucu dostlar?!
Allâh aşkına bunun, neyi yorucu dostlar?
Velev ki öyle olsa, değmez mi hiç yine de;
Cennete varacaksa, yolun bir ucu dostlar?!
5.DÖRT DÖRTLÜK
6.DÖRT DÖRTLÜK
7.DÖRT DÖRTLÜK
8.DÖRT DÖRTLÜK
9.DÖRT DÖRTLÜK
10.DÖRT DÖRTLÜK
11.DÖRT DÖRTLÜK
12.DÖRT DÖRTLÜK
13.DÖRT DÖRTLÜK
14.DÖRT DÖRTLÜK
15.DÖRT DÖRTLÜK
16.DÖRT DÖRTLÜK
17.DÖRT DÖRTLÜK
18.DÖRT DÖRTLÜK
19.DÖRT DÖRTLÜK
20.DÖRT DÖRTLÜK
21.DÖRT DÖRTLÜK
22.DÖRT DÖRTLÜK
23.DÖRT DÖRTLÜK
24.DÖRT DÖRTLÜK
25.DÖRT DÖRTLÜK
26.DÖRT DÖRTLÜK
27.DÖRT DÖRTLÜK
28.DÖRT DÖRTLÜK
29.DÖRT DÖRTLÜK
30.DÖRT DÖRTLÜK
MANİLER
Ramazan geldi eyvallâh
Rahmet gönderdi Allâh
Hoş geldin gözümüz aydın
Hoş geldin bârekâllâh!..
Ramazan’ın evveli
Rahmetin şefkât eli
İftar, Terâvih, Sahur
Coşkusuna ermeli
Bu gece ayın evveli
Açıldı İslâm’ın gülü
Geldi Mübârek Ramazan
Mesrûr etti cân ü dili
Şükür bu aya girdik
Akşam hilâli gördük
Sevinçlere garkolup
Yüzü secdeye sürdük
Onbir ayın sultânı
Kıymetlidir her ânı
Hoş geldin ey Ramazan
Süslüyorsun cihânı
Ramazan ikinci gün
Mümine şenlik, düğün
Gelsin mukâbeleler
Sabah-akşam, üç öğün
Ramazan’ın üçüdür
Îmânımız güçlüdür
Sahur sevdâ bahçesi
İftar Cennet gülüdür
Bu gün orucun dördü
Bitmez insanın derdi
Rabbimiz derman için
Ramazan'ı gönderdi
Ramazan’ın beşine
Toprağına taşına
İftar, Terâvih, Sahur
Düştüm sevdâ peşine
Ramazan’ın altısı
Ramazan gül tatlısı
Reyyâna doğru koşar
Seherlerin atlısı
Ramazan’ın yedisi
Gitti dörtte birisi
Misâfir aceleci
Çabuk geçer gerisi
Ramazan’ın sekizi
Ay güneşin ikizi
Yağdırır nurlarını
Olur Reyyân denizi
Ramazan’ın dokuzu
Barışık kurtla kuzu
Sarsın kardeşlik rûhu
Kuşatsın yurdumuzu
Ramazan’ın onudur
İlk dilimin sonudur
Rahmetten mağfirete
Necât esas konudur
Ramazan’ın yirmisi
Kadir bundan gerisi
Gezer gecelerinde
Ev ev cennet perisi
Ramazan’ın hilâli
Güzelliktir her hâli
Tutunmayanın olmaz
Doğrulmaya mecâli
Deniz suyu serindir
Ufukları derindir
Bir tek hurma da olsa
Bir mü’mini sevindir
Bu ayın başı rahmet
Ortasında mağfiret
Necat bulur sonunda
Cehennemden bu ümmet
Bağda gördüm kekliği
Üzdü beni tekliği
Nedir doymayanlardan
Mîdelerin çektiği?
Kem sözden dilini tut
Orucun gülünü tut
Terâvihlere götür
Çocuğun elini tut
Ramazan sultan bize
Rahmet-i Rahmân bize
Cennet nîmetleriyle
Dopdolu harman bize
Müminler oruç tutar
Kâlpleri hep bir atar
İnanan gönüllere
Ramazan coşku katar
İşte geldim kapınıza
Selâm verdim yapınıza
Selâmımı almaz isen
Daha gelmem kapınıza
Ramazanın davulu
İçinde mani dolu
Bahşişleri bol verir
Beyim bir ağa oğlu
Dömbeleğe nem indi
Yüreğime gam indi
Sahur sahur koşarken
Pabuçlarım delindi
Evlerinin önü mersin
Yolum gider tersin tersin
Küçük beyden bahşiş aldım
Allâh uzun ömür versin…
Ramazan’ın dördü mü?
Hilâlini gördün mü?
Sahurun melekleri
Saçlarını ördü mü?
Irmaklar dolu çakıl
Oruç tut, namazı kıl
Kullukta gayretli ol
Var ise sende akıl
Ramazan vefâ şehri
Zevk ile sefâ şehri
Bîçâre gönüllerin
Mânevî şifâ şehri
Dede torun elele
Gidiyorlar câmiye
Çocuklar kaçışıyor
Arkada güle güle
Misâfirim nazlandı
Börek diye sızlandı
Tam bir sini yedi de
Ondan sonra uslandı
Sokak yolu dar mıdır?
Minâresi var mıdır?
İftara kal diyorlar
Acep aslı var mıdır?
Balık oynar tavada
Herkes ayrı havada
Oruç tutmada değil
İş ona tutulmada
Oruç kendini tutmak
Tutup nefsi uyutmak
Orucu bozmazmış hem
Sabredip acı yutmak
Ramazan hatırına
Çıktım sahur turuna
Ses kısıldı, bakmayın
Davulcu kusuruna
Sofralar donatırsın
Mîdeyi boylatırsın
Fazla ileri gitme
Orucu çatlatırsın
Duvardan kedi atladı
Bekçinin ödü patladı
Merak etme bekçi baba
Bey kesesini yokladı
Ayağında ıskarpin
Duyamadım ne dedin
Ramazan ikram ayı
Dolu olsun hep cebin
İstanbul’dan gelen katar
Kamçısını göğe atar
Benim ağam çok cömerttir
Çifte onluk birden atar
Eski câmi direk ister
Onarmaya yürek ister
Benim karnım toktur ammâ
Arkadaşım börek ister
Günâh olsa da yığın
Yine sen O’na sığın
Gazâbını geçmiştir
Rahmeti Rabbımız’ın
Nâra atar mı seni?
Nûra katar mı seni?
Sen mi oruç tutarsın
Oruç mu tutar seni?
Ramazan bir bahara
Benzer gelse de kara
Gecelerin kadrini
Son on gününde ara
Dömbeleğim teneke
Koşarım seke seke
Cebimde fındık vardı
Bitirdim çeke çeke
Bak bülbül sadâsına
Şükreder Hüdâsına
Âşıklar boyun eğmiş
Yalvarır Mevlâsına
Gökyüzünün melekleri
Devran eder felekleri
Bu ayda ikrâm edenin
Zâyî olmaz emekleri
Ramazan aşk şehridir
Mâneviyât nehridir
Arıtır gönülleri
Sonu Cennet mührüdür
Kalkmazsan kırılırım
Eşikte kıvrılırım
Yine bahşiş gelmezse
Kahrolur, yıkılırım
Dömbeleğin zılgıtı
Dolaşırız çat kapı
Tüm apartman uyandı
Bir tek kaldı alt katı
Hava sıcak terlerim
Birçok mâni derlerim
Bu akşam dâvetim var
Sizleri de beklerim
Mutfakta soğan doğrar
Bekârlığa tövbekâr
Beyim yufka yürekli
Gözyaşı döker, ağlar
Şu sokağa varayım
Tam başında durayım
Bu defâ da duymazsa
Kapıyı mı kırayım?
Fındık kurur çeç olur
Müminler güleç olur
Bahşişimi ver beyim
Yoksa bayram geç olur
Baklava sini sini
Görmedim gibisini
Başka bahşiş istemem
Verseler birisini
Göz aydın hepimize
Mübârek günler bize
Onbir ayın sultânı
Hoş geldin evimize
Bu gece ayın evveli
Açıldı İslâm’ın gülü
Geldi Mübârek Ramazan
Mesrûr etti cân ü dili
Eriştik Ramazan’a
Şükür kavuşturana
Bu ayda oruç tutmak
Huzur verir insana
Ramazan hoş misâfir
Bize çok değer verir
Yazar beratımızı
Cennetlere gönderir
Hakk’ın bize ihsânısın
Hem ayların sultânısın
Sen bir saâdet kânısın
Ey mâh-ı sultân merhabâ
Hoş geldin kutlu misâfir
Kâlbimiz senin haydi gir
Arındır tüm lekelerden
Bırakma rûhumuzda kir
İşte geldim kapınıza
Selâm verdim yapınıza
Selâmımı almaz isen
Daha gelmem kapınıza
Nine nine kalksana
Pencereden baksana
Kalkmazsan koca nine
Zor çıkarsın akşama!
Evlerinin önü mersin
Yolum gider tersin tersin
Küçük beyden bahşiş de aldım
Allâh uzun ömürler versin…
Güm, güm be de güm güm…
Câmide arkadaşlar
Kaynaşır coşku başlar
Rahmet ayıdır bu ay
Gözlerden yağar yaşlar
İşte geldim ekim büküm
Sırtımda davuldur yüküm
RamazânıŞerîf hayrola
Cümleye selâmünaleyküm
Sokak yolu dar mıdır?
Minâresi var mıdır?
İftara kal diyorlar
Acep aslı var mıdır?
Ramazan hatırına
Çıktım sahur turuna
Ses kısıldı bakmayın
Davulcu kusuruna
İstanbul’dan gelen katar
Kamçısını göğe atar
Benim ağam çok cömerttir
Çifte onluk birden atar!
Ezanlar hep okundu
İftarlığım lokumdu
Aç karnına çok yedim
Bana biraz dokundu!
Eski câmi direk ister
Onarmaya yürek ister
Benim karnım toktur ammâ
Arkadaşım börek ister!
Günâh olsa da yığın
Yine sen O’na sığın
Gazâbını geçmiştir
Rahmeti Rabbımız’ın
Davulum gündüz yatar
Gece durmaz, tur atar
Hayâlinin peşinden
Tozu dumana katar!
Karşıma fener geldi
Aklıma neler geldi
Börek bekledim ammâ
Sofraya döner geldi
Şekerim var ezilecek
Al tülbentten süzülecek
Bekletmeyin ah efendim
Çok kapım var gezilecek
Mâni mâni üstüne
Mâni başım üstüne
Davulcu diller döker
Biraz börek kastına
Davulum gündüz uyur
Gecede güm güm vurur
Sen de bir şey atmazsan
Dilim-damağım kurur!
Bak bülbül sadâsına
Şükreder Hüdâsına
Âşıklar boyun eğmiş
Yalvarır Mevlâsına
Gökyüzünün melekleri
Devran eder felekleri
Bu ayda ikrâm edenin
Zâyî olmaz emekleri
Herkes uykuya daldı
Uyku evleri aldı
Sizleri uyandırmak
Biz çocuklara kaldı
Akşamdan pilâvı pişirdim
Gene karnımı şişirdim
Çok mani diyecektim ama
Defteri yolda düşürdüm
Halayıklar halayıklar
Ocak başında uyuklar
Davul sesini duyunca
Pirincin taşın ayıklar
Ne uyursun, ne uyursun
Bu uykuda ne bulursun?
Kıl namazı, tut orucu
Tüm dertlerden kurtulursun
Su içtim serinledim
Derde düştüm inledim
Takvimde okuyunca
Büyük sözü dinledim
Güm güm kapı çatlayacak
Sahur vakti atlayacak
Uyanın ey uykucular
Davulumuz patlayacak
Hava sıcak terlerim
Birçok mâni derlerim
Bu akşam dâvetim var
Sizleri de beklerim
Ne yaptıksa olmadı
Kimse bizi duymadı
De uyanın komşular
Daha mânî kalmadı!
RAMAZAN-NÂME
Rahmetiyle gelir hep
Ne güzeldir Ramazan!
Mü’minde hayâ, edep
Ne güzeldir Ramazan!
İftar, Terâvih, Sahur
Müslüman olgun, vakûr
Her yer, her yanda huzûr
Ne güzeldir Ramazan!
Akşam, top sesi bekler
Püfür püfür yemekler
Hep bizimle melekler
Ne güzeldir Ramazan!
Gürül gürül mü’minler
Coşar hep müezzinler
Salavâtlar, âminler
Ne güzeldir Ramazan!
Fitre ve zekât ayı
Yardımda yoktur sayı
Şenlendirir dünyâyı
Ne güzeldir Ramazan!
Çocuklar neş’e dolu
İşgâl(!) ederler yolu
Kaplarlar sağı-solu
Ne güzeldir Ramazan!
Oyunlar çeşit çeşit
Cıvıltıyı duy, işit
Oruçta herkes eşit
Ne güzeldir Ramazan!
Terk edilir kem sözler
Aşka boyanır özler
Mânâ seyrinde gözler
Ne güzeldir Ramazan!
Evde-köyde muhabbet
Kutlu ayında ümmet
Bayram ediyor millet
Ne güzeldir Ramazan!
Bin aydan hayırlı bir,
Gece Leyle-i Kadir
Hak, bu ayda vermiştir
Ne güzeldir Ramazan!
Hak gönderdi Kur’ân’ı
Boldur bize gufrânı
Onbir ayın sultânı
Ne güzeldir Ramazan!
Gider bir gün, akşamla
Bırakır bizi gamla
Hediyesi bayramla
Ne güzeldir Ramazan!
Kadrini hep bilmeli
Gerçek mü’min olmalı
Ebediyen gülmeli
Ne güzeldir Ramazan!
KADİR-NÂME
Leyle-i Kadirdir Kur’an’da adı Bu gece bir “kadir bilme” gecesi Mevlâ’nın kullardan budur murâdı Varlığın farkında olma gecesi…
Âlemler içinde özge âlemsin Kâinâtın göz bebeği âdemsin Hayat bir defterdir, sen de kalemsin Aşk mürekkebiyle dolma gecesi…
Bin aydan hayırlı; selâm, selâmet Rabbini bilmek, kerem; kerâmet Rahman, kullarına eder merhamet Bağış kapılarını çalma gecesi…
Ümitsizlik yok; aslâ, bir defâ Kaçarak eyleme kendine cefâ Hadi koş, katıl; sen de bir safa Rahmet deryâsına dalma gecesi…
Ne kadar olsa da, cürmün-günâhın Af kapısı dâim, açık Allâh’ın Tavrını örnek al Rasûlullâh’ın Huzur’da kendini bulma gecesi…
Ramazan âdetâ Nûh’un gemisi Cehennemden necat, en ilerisi Sen hele bir yönel, gelir gerisi Fecre dek secdede kalma gecesi…
Terk et yanlışları, yönel Allâh’a Dönmemeye azm’et aslâ bir daha Kimin garantisi var ki sabâha? Tevbeyle kirleri silme gecesi…
Nûrânî, verirken ele talkını Uyarırken milletini, halkını Unutma dâvânı, kendi ülkünü Şeytana, hem nefse çelme gecesi…
Bir fırsat iklîmi, nur bereketi Arınma çarşısı, aşk hareketi Bulmak için en sonunda cenneti En başa, en önde gelme gecesi…
Filistin, Arakan, Sûriye, Kerkük Her taraflar yıkık, her taraf dökük Beşer kan ağlıyor, boyunlar bükük Gözlerin çağlayıp, dolma gecesi…
Bu gece herkese mübârek olsun İnsanlık selâmet, saâdet bulsun Gözümüz, gönlümüz nurlarla dolsun Kâlpleri sevdâya salma gecesi...
İşte budur sözün özü-özeti Hakk'a kulluktadır ömrün lezzeti Murâd ediyorsan hakta izzeti İşte kullara, yükselme gecesi...
Nasip olsun felâh cümle ümmete Rabbim nusret versin halka millete Zevâl vermesin; ülkeye, devlete; Duâlarda birlik olma gecesi...
|
Toplam 2 Blog, 1 Sayfada Gösterilmektedir. |
[1]
|
|