ÜMİT ÇİÇEKLERİ
CAN ÇOCUKLAR
Işıl ışıl gözleriniz
Ne de şirin sözleriniz
Pırıl pırıl yüzleriniz
Can çocuklar… Can çocuklar…
Dilleriniz ne de tatlı
Duygularınız kanatlı
Hayâl göğünüz kaç katlı?
Can çocuklar… Can çocuklar…
Gülüşlerde güzelsiniz
Ağlayışta güzelsiniz
Hep güzel, hep güzelsiniz
Can çocuklar… Can çocuklar…
ÜMİT ÇİÇEKLERİ
Geleceğim yeşerir sizleri görürüm de
Geçer rûhumun mahzun baygınlığı
Taptâze bir umut olur gönlümde
Gözlerinizin aydınlığı
Ne olur, böyle hep sevecen
Dünyânızda hep sevgiler olsun
Davranışlarınız içten,gönülden
Düşmanlıklar unutulsun
Vermeyin fazla değer paraya pula
Kırmayın kâlbini insan oğlunun
Kullara kulluk yakışmaz kula
Ne ise doğru olan,arayın bulun
Allah göstermiş bize en güzel yolu
Elde Kur’an ışığı, onu izleyin
Rehberimiz de var;Peygâmberimiz
Hayâtınızdan yanlışları temizleyin
Birgün çekip gideceğiz biz
Bu cennet vatan size kalacak
Görevlerinizi bilirseniz
Her şey, elbet güzel olacak
Süsleyin gönlümüzü ey ümit çiçekleri
Süsleyin,manzaramız hep bahâr olsun
Kimlerin Hak için çarparsa yürekleri
Bahtiyâr olsun… Bahtiyâr olsun…
KÜÇÜĞE SORULAR
Kim verdi gülen gözleri
Bilir misin mini çocuk?
O tatlı dil, o sözleri
Bilir misin mini çocuk?
Kıpır kıpır dudakları
Çiçek çiçek yanakları
Kim yürütür ayakları
Bilir misin mini çocuk?
Kıvır kıvır o saçları
Pamuk pamuk avuçları
Kim süslüyor ağaçları
Bilir misin mini çocuk?
Anne, baba, bacı, kardeş
Isıtan, ışıtan güneş
Bu nasıl tükenmez ateş
Bilir misin mini çocuk?
Toprakta ne mârifet bu
Her yan türlü nîmet dolu
Nasıl durur bulutta su
Bilir misin mini çocuk?
Aç kollarını sevgiye
Cennet verilsin hediye
Geldik dünyâya ne diye
Bilir misin mini çocuk?
“Kulluk” yapanlar seçilir
Sırat kolayca geçilir
Cennet’e böyle uçulur
Bilir misin mini çocuk?
Güzel giden güzel varır
Bahçeler, bağlar kotarır
Allah iyileri korur
Bilir misin mini çocuk?
Bilmem bana ne sözün var
Elbet oyunda gözün var
Git şimdi, sana izin var
Bilir misin mini çocuk?
NOKTA
Nasıl ki, her noktayı
Varsa bir noktalayan
Olmaz mı hiç güneşi
Tam da yerine koyan?
Sen çevirirsin.. tamam
Elindeki çemberi
Ya, dünyâ nasıl döner
Tâ ilk gününden beri?
Akşam gideriz eve
Yemek verir annemiz
Ağaçlara kim verir
Meyveleri tertemiz?
Çizmişsin, âh negüzel
Şekiller defterine
“Yok” olur mu sanatkâr
Kâinât eserine?
Şu evrende sebepsiz
Bir zerre kımıldamaz
Şu sayısız varlıklar
Yaratansız olamaz…
Ne mutlu, bunu bilip
Allah’ı tanıyana
Kâlbinde pırıl pırıl
Duygular taşıyana…
ÇOCUKLAR
Duyguları ne güzel
Sanki bir ipek gibi
Dizilmişlerdir renk renk
Baharda çiçek gibi
Koşuşup duruyorlar
İşleri var pek gibi
Kanatları yayılmış
Yavru kelebek gibi
Al al olur yüzleri
Yakışır benek gibi
Her anları coşkulu
Sevinçli yürek gibi
Zıplayıp durmaktalar
Emeller yüksek gibi
İçlerinden geçen şey
Yansır bir dilek gibi
Günah nedir bilmezler
Mâsum bir çiçek gibi
Sözün özü, çocuklar
Huyda bir melek gibi
BEBEK
Mini bebek kundağında
Hayâtın mâsum çağında
Ağlamakta avaz avaz
Daha şimdiden yaramaz!
Cıvıl cıvıl beşiğinde
Çocukluğun eşiğinde
Sanki yerinde duramaz
Daha şimdiden yaramaz!
Ağlasa da bâzı bâzı
Yine de çekilir nazı
Olsa da ne çok yaramaz
Anne bakmadan duramaz!
YEĞENİM BEYZÂ
Bilseniz ne tatlı bir bebek
Yeğenim Beyzâ
Sanki
Evimize bahar getiren bir kelebek
Yeğenim Beyzâ…
Annesi;
“Ben sevince gülüyor
Bırakıyor mamayı,
Konuşursam, dinliyor.
Ağlıyor,
Yanından uzaklaşırsam” diyor
Görüyorsunuz ya
Neler… neler biliyor
Yeğenim Beyzâ!...
Ne kadar seviliyor bir bilseniz
Hiç elden düşmüyor desem, öyle
Günahsız,kara gözleri öyle güzel ki
Yumuk,pamuk elleri öylesine yumuşak
Böyle bir bebek gönüllere girse
Ne zarar yapacak!
Sevgiler sunuyoruz sana kucak kucak
Yeğenim Beyzâ…
Yüzünde mâsumluk benek benek
Bu hâliyle o,sanki bir melek
Dileriz sürsün bu ebediyete dek
Gönlümüzde dâimâ ak ak bir dilek
Yeğenim Beyzâ…
ANNE
- Anneme –
Niye, bütün dertleri
Böyle,anneler çeker?
Bulutlanır gözleri
İnci inci yaş döker!
Bir inilti duysalar
İnilderler daha çok
Anne kâlbince hassas
Bir başka şey, daha yok!
Her canlının yüreği
Sanki onunla atar
Rüzgâr bizlere eser
Hastalık onu tutar!
Yüce Mevlâ Cennet’i
Ayaklarına sermiş
Bize acıdığından
Onlara şefkât vermiş!
Rûhumuza üflenen
Sevgi anneden gelir
Anneyi azîz tutan
Cemiyetler yükselir
Sevelim annemizi
Canımızdan daha çok
Önce Allâh,Peygâmber
Sonra o yâr;başka yok!...
ANNEYE SEVGİ
Kaf dağından gül dersem
Onu anneme versem
Taksa yakalarına
Bana gülüyor görsem
Onu aslâ kırmamak
Mutluluğuna ersem
Annedir bu, bu anne
Ancak güler;gülersem
Allâh’m sevmez beni
Ben anneme küsersem
Ya, nice olur hâlim?
Bir de kırar,üzersem!
Annesine kızıp da
“Öff” deyiveren sersem;
Yine yapar mı bunu?
Âyetleri söylersem!
Ancak sever Hak beni
Ben annemi seversem
Eder misin hakkını
Bana “Helâl et” dersem?
“Evet” desen gönülden
Ve, Cennet’te gül dersem!
Anneciğim n’olursun
Affet kusur edersem!
Gönülcüğün yanmaz mı
Ben ateşe gidersem?
N’olursun anneciğim
Affet kusur edersem!
BABA
“Baba” diye ağlamayız
Ama,onsuz olamayız
Onsuz evde ocak tütmez
Hayat tadı bulamayız
Kızar,belki döver bizi
Hakîkâtte över bizi
İnanın, çok sever bizi
Ama şimdi anlamayız!
Bir gün gelip de, gidince
Bütün yük bize binince
Düşünürüz ince ince
Ama, bulup soramayız!
BÜYÜK BABA
Fersiz gözleri arkada
Gitti büyükbabacığım
İstemezken bize vedâ
Etti büyükbabacığım
Devrilen bir direk gibi
Kanı donmuş yürek gibi
Kurumuş bir sürek gibi
Bitti büyükbabacığım…
SEVGİ-SAYGI
Siz ey sevgili çocuklar
Siz ey sevgi çiçekleri
Bir siz yumşatıyorsunuz
Katılaşmış yürekleri…
Sevgi boyanır gönüller
Anne güler, baba güler
Sizi ki ağlar gördüler
Hemen oynar bilekleri…
Sizler için çalışırlar
Meşakkâte alışırlar
Ne gerekirse taşırlar
Gülmenizdir dilekleri…
Gün gelmiş, bak büyümüşsün
Emeklemiş,yürümüşsün
Okula da gidermişsin
Unutma hâ emekleri!...
Sevgi-saygı ne güzel şey
Saygılıysan sayarlar, hey
Olunca yarın hanım,bey
Tak tavrına ipekleri!...
ÇOCUKLARA
Hayâ duygusuyla mahcûp
Bakışlarınız ne güzel
Kuşlar gibi cıvıl cıvıl
Akışlarınız ne güzel
Çember çember dönersiniz
Bir yanar bir sönersiniz
Sevgilere fenersiniz
Çakışlarınız ne güzel
Günâh yok,kâlbiniz temiz
Ne mutluluk bir bilseniz
Biz olup da bir görseniz
Nakışlarınız ne güzel
Dünyânızda pembe renkler
Çevrenizde kelebekler
Saçlarınıza çiçekler
Takışlarınız ne güzel
Dileğimiz vardır sizden
Ayrılmayın doğru izden
Besmeleyle evinizden
Çıkışlarınız ne güzel
Büyükleriniz der size
Dönün sonra evinize
Hak aşkını kâlbinize
Yakışlarınız ne güzel
BAHAR VE ÇOCUKLAR
Çiçekler açtı çocuklar
Bakın yapraklar yeşil yeşil
Güneş, daha sıcak şimdi;farkındaysanız
Eskisi gibi değil…
Kelebeklere bakın çocuklar
Benek benek kanatları
Rahat bırakın onları çocuklar
Olsun, neyse muratları…
Coşan sularla siz de çağlayın
Koşun kırlara kırlara
Tertemiz havalardan taşıyın
Nefesi tıkanırlara
Bu günleriniz en güzel çocuklar
Baharsınız; dünyânızda sâde çiçekler
Kim bilir…elinizdeki çemberler
Dünyâyı daha ne kadar döndürecekler?!...
FARK
En çok,
Çiçek ve Çocuk
Birbiriyle
Benzeşir…
Yalnız;
Biri,
Baharla gelir
Biri,
Bahar getirir!...
KÜÇÜK KIZ
Elinde yapma bebeği
Bir küçük kız
Bir küçük kız
Sevgi yüklü bir rüzgârdan
Alıyor hız
Alıyor hız
Dönüp duruyor, dilinde
Ninni yalnız
Ninni yalnız
Uyusunmuş, konuşmayı
Bırakınız
Bırakınız
Âh ne güzel, Âh ne güzel
Bir bakınız
Bir bakınız!
UYKUCUK
“Aydede
Neden her gece
Gelmiyor” diye
Sordu çocuk
Anne,dedi:
“Uyu yavrum
Onu da tutar
Uykucuk!”
Ve…
Daldı gitti rüyâlara
Aydedeye mi
Yolculuk?...
DUR GEMİCİK
Derede oynamak için
Yapmalıyım bir gemicik
Binen seyretsin çevreyi
Koymalıyım pencerecik
Anneciğim söyler misin?
Nerde bizim testerecik?
Deneyelim şansımızı
Deneyelim bir kerecik!
Bir-kaç tahta,bir-kaç çivi
İşte sana bir gemicik
Bırakınca çekti gitti
“Dur gemicik,dur gemicik!”
KÜÇÜK ÇOBAN
Koyunları kuzuları
Aldı bizim küçük çoban
Yaylanın mis çayırına
Saldı bizim küçük çoban
Dertli başı düşüncede
Uyumamış bu gece de
Meçhul, hangi bilmecede
Kaldı bizim küçük çoban
Annesi, hasta yatarmış
Küçük kardeşi ağlarmış
Babası yok, derdi varmış
Daldı bizim küçük çoban
Gözler yaşlı, boz-bulanık
Efkâr oldu sürü artık
Kavalını yanık yanık
Çaldı bizim küçük çoban!
KUŞLAR BİRİCİK
Dalda bir-kaç kuş
Arkadaş olmuş
Öterler cik cik
Öterler cik cik
Kutlar çiçekler
Kutlar böcekler
Mutlu gelincik
Mutlu gelincik
Hep bir olmuşlar
Alkış tutmuşlar
“Kuşlar biricik
Kuşlar biricik!”
ŞEKER ÇOCUK
Bilseniz âh, ne tatlıdır
Şeker Çocuk… Şeker Çocuk…
Sanırsınız, kanatlıdır
Şeker Çocuk… Şeker Çocuk…
Uzun çubuğu at bilmiş
Uçurtmayı kanat bilmiş
Kendini hep âzat bilmiş
Şeker Çocuk… Şeker Çocuk…
Bâzen bir top,bâzen çember
Döndürdükçe, o da döner
Uçan kuşlara el eder
Şeker Çocuk… Şeker Çocuk…
Elbet bir oyun kuracak
Oynayanları yoracak
Görseniz âh ne yumurcak!
Şeker Çocuk… Şeker Çocuk…
Kim sevmez böyle çocuğu?
Çiçek yüzlü yavrucuğu!
Sanki Cennet tomurcuğu
Şeker Çocuk… Şeker Çocuk…
SALINCAK
Bahçeye salıncak kurduk
Sallandık sallandık durduk
Her yanımız yaprak çiçek
Güllere el sallıyorduk
Dilimizde şen türküler
Dünkülerle bugünküler
Şarkılar da döküldüler
Göğe yelken açıyorduk
Kuşlar dalda cıvıl cıvıl
Geçiyorlar başka fasıl
Bir görseniz bizi, nasıl
Mutluluktan uçuyorduk
Güneş çekti gitti gökten
Sabah gelecekmiş, erken
“Çabuk gel, çabuk gel” derken
Artık eve geçiyorduk…
UÇURTMALAR
Gökte yüzen uçurtmalar
Alın bizi yanınıza
Âh, ne güzel, baksanıza!
Uçurtmalar… Uçurtmalar…
Rüzgârı pek seversiniz
Arzunuza erersiniz
Yükselmek güzel dersiniz
Uçurtmalar… Uçurtmalar…
O yan, bu yan kaçarsınız
Çiçek çiçek açarsınız
Bize neş’e saçarsınız
Uçurtmalar… Uçurtmalar…
İncinirse bir yanınız
Kâlbim yanar,inanınız!
Bir müjde sanki adınız
Uçurtmalar… Uçurtmalar…
EVİMİZ
Kuşların yuvaları var
Bizlerin de evlerimiz
Ocak şefkâti olmasa
Güzel geçmez günlerimiz
Evimizin çevresinde
Çayır,çimen,ağaçlar var
Kuşlar öter,cıvıldaşır
Sabahtan akşama kadar
Dumanlar çıkar bacadan
Yükselir tâ nerelere
Dört mevsim ayrı manzara
Getirir bize pencere
Çiçek,yaprak,meyve ve kar
Hepsinin başka tadı var
Sarar-sarmalar üşürsek
Evde anne kanadı var
Annem, babam, kardeşlerim
Çok mutluyuz yuvamızda
Allah’tan huzur dileriz
Her namaz,her duâmızda…
ÇOCUKLUĞUM
Bana, uzak bir diyârdan
Bakar gibi çocukluğum
Hasretlere tutuşturur
Yakar gibi çocukluğum
Baba ocağında huzur
Artmıyor hiç bize umur
Anne gözünde yaş olur
Akar gibi çocukluğum
O tad şimdi hüner olmuş
Ne gelir, ne döner olmuş
Kaf dağında fener olmuş
Çakar gibi çocukluğum…
ÇOCUKLARLA
Çocuklar.. beni hep unutuyorsunuz
Ben de aranızda olmak istiyorum
Farkında değilsiniz.. gönlüm hep sizlerle
Ben de koşuyorum, ben de gizleniyorum
Aldırmasam kimseye, geliversem apansız
Köşe kapmaca’yı birlik oynasak
Daha nice oyunlar.. mendil kapmaca..
Akşam olmasa hiç ve yorulmasak…
O, mâvi günler, pembe geceler
Kapı arkalarına gizlendiğimiz
Kış geceleri odayı ısıtan bilmeceler
Kardan adamlarla eriyen günlerimiz…
Her birimiz bir yerde; ben ve kardeşlerim
Biz uzağız şimdi,çocuklarımız uzak
Değil nedense şimdi dünyâmız
O, kış günleri kadar sıcak!...
Şehre giderdi babam her sabah
Akşam yollarda kalırdı gözlerimiz
Neydi çarşı ekmeğindeki o tılsım bilmem
Daha kapıdayken yarışırdı ellerimiz…
O saf, o temiz, o duru günler
Şimdi görüyorum sizlerin olmuş
O anlar, farkında değildik bunların
Zaman, meğer akıp gidiyormuş…
Siz, tutun ellerimden çocuklar
Kuşatın çevremi; ben, ortada “Ali Dayı”
Sonra, çocukluğumuz bitmesin diye
Karar alıp, durduralım dünyâyı!...
Söylediğim şaka çocuklar; dünyâ durmaz
Fakat siz, oyunda unutmayın beni!
Dünyâ denen topaç ne kadar eskise de
Her sabah taptâzedir, her sabah yeni!...
GÜZEL ÇOCUK
Gözlerinden pırıltılar
Eksilmesin güzel çocuk
Hayâl dünyândan martılar
Eksilmesin güzel çocuk
Yanakların tomur tomur
Girmez hiç rüyâna umur
Yolundan ebedî huzur
Eksilmesin güzel çocuk
Sen, gelecek; sen, bir umut
Bahar getirecek bulut
Dileklerini iyi tut
Eksilmesin güzel çocuk!...
AĞLAMA ÇOCUK
- Nazlı Yeğenime -
Bahçemizin çiçeğisin
Ağlama n’olur gül çocuk
Gönlümüzün dileğisin
Ağlama n’olur gül çocuk
Sen ağlarsan, her şey ağlar
Ağaçlar saçların yolar
Gönüllere hüzün dolar
Ağlama n’olur gül çocuk
Güzel gözler puslanmasın
Yanakların ıslanmasın
Mesut gönlümüz yanmasın
Ağlama n’olur gül çocuk
HANGİSİ DAHA ÇİÇEK?
,Küçücük bir çocuk, o yan bu yan
Koşuyor ağaçlar arasından
Bir elinde çantası
Bir elinde rengârenk
Pembesinden
Alından
Sarısından
Bir gönül dolusu çiçek
Herhâlde
Öğretmenine verecek
Bir, çiçeklere bakacak öğretmen
Bir de öğrenciye;
Ve,
Soracak ister-istemez:
“Hangisi daha çiçek?” diye…
TATİL DÖNÜŞÜ
Canım öğrencilerim
Sizleri çok özledim
Hepinizi
Her birerlerinizi
Tatil dolduramıyor yerinizi!
Beni üzmüş de olsanız
Yaramazlıklarınız
Olduysa da bile
Zaman zaman dizboyu
Hep andım sizleri
Gözümde tüttünüz
Tatildeyken
Köyümdeyken bile, sanki
Hep benimleydiniz…
Canım öğrencilerim benim
Sizleri çok özledim…
MERAK
Anneciğim
Bir şöyle bak
Bembeyaz her taraf
Değil mi?
Öyle de
Anneciğim
Söyler misin, neden
Kışa
“Kara kış!”
Diyorlar?...
KAR
Âh, ne güzel; pamuk pamuk
Gökten, gökten bu yağan ne?
Topla n’olur ondan biraz
Soframıza getir anne…
Âh, ne güzel; beyaz beyaz
Şu damları boyayan ne?
Al da n’olur ondan biraz
Evciğimi boya anne…
“O kardır, olmaz” diyorsun
“Erir de, kalmaz” diyorsun
“İçeri gelmez” diyorsun
Biz gidelim ona anne…
SERÇE KUŞ
A serçe kuş
A serçe kuş
Niye böyle
Dala konmuş
Tiril tiril
Titremekte
Kimi, neyi
Beklemekte?
Tipi rûha
İşlemekte
O, karnı aç
Ben yemekte
Elden bir şey
Gelmemekte
Çıkıversem
Kaçar mı hâ?
Kar-kış demez
Uçar mı hâ?
Görür-görmez
Kanatlandı
Hayret.. Nasıl
Da, canlandı!...
Süzüldü kar
Arasından
Haberli mi
Anasından?
Kimbilir, kim
Nereyedir?
Ya dağa
Ya, dereyedir
Gönül ister
Git, bul, yedir
Bilmezsin ki
Nerededir?!
Âh serçe kuş
Vâh serçe kuş…
SORULAR
Hergün güneşin doğduğunu
Her zaman aydınlık
Her zaman daha bir güzel
Yolumuzu aydınlattığını
Biliyor muyuz?...bunca ışığa,bunca ısıya
Yeşeren yaprağa, açan çiçeğe
Bereketli yağmurlara
Pamuk pamuk karlara
Teşekkür ediyor muyuz?..
Kuşlar dallarda
Rüzgâr yollarda
Ve sular çağlayanlarda
Şarkılar söyler:
İçli, sâde, duru şarkılar
Dinliyor muyuz?...
Bir saka kuşu, bir serçe
Bir daldan öbürüne atlarken
Ya da bir kelebek uçarken
Kâlbimizin sevgiyle atışlarını
Duyuyor muyuz?...
Bunca olan-bitenden ey dost
Bunca olan-bitenden
Allâh’a yo buluyor muyuz?...
KÜÇÜĞÜN DUÂSI
Açtık minik ellerimiz
Sana sana ey Allâh’ım
Ver aşkını hepimize
Kana kana ey Allâh’ım
Koktuk çiçeği mest olduk
Namaz olduk abdest olduk
Yeşil dallarla dost olduk
Kona kona ey Allâh’ım
Güllerden isteriz dermek
Buket buket sana vermek
Öteye de bahçe kurmak
Suna suna ey Allâh’ım
Doğru yoldan geçmeyi ver
Îman ile göçmeyi ver
Sıratlarda uçmayı ver
Cana cana ey Allâh’ım
Kâlpler aşkınla korlaşsın
Sesler lütfunla gürleşsin
Diller zikrinle nurlaşsın
Döne döne ey Allâh’ım
Açtık minik ellerimiz
Sana sana ey Allâh’ım
Ver aşkını hepimize
Kana kana ey Allâh’ım
BİRGÜN
Güzel çocuk.. Güzel çocuk
Gönüldesin boncuk boncuk
Varlıkları tanır mısın?
Güneşi kıskanır mısın?
Tüm evrene ışık saçar
Isı verir güller açar
Bilir misin Aydede’yi?
Aydınlatır ya geceyi..
Ya yıldızlar çiçek çiçek
Sabah nereye gidecek?
Horoz öter: “Kukurikû!”
Yakışır mı artık uyku?
Kalkmalı diyorlar erken
Seher yelleri eserken
Uçar yuvadan anne kuş
Gelir birazdan, yem bulmuş
Yavru bunu ne bilecek
Ama, birgün öğrenecek..
Güzel çocuk.. Güzel çocuk..
Gönüldesin boncuk boncuk…
HAYÂL DEĞİL
-Kardeşim Fâtih’e-
Birgün gerçek olur, birgün
Dinlediğin masal, çocuk
Duyduğundan,gördüğünden
Yeter ki sen, hız al çocuk…
Uçurtmalar uçsun, bırak
İpi kopsun, kaçsın, bırak
Kaf dağını geçsin, bırak
Yırtınma, orda kal çocuk
Bırak küsmeyi tâlihe
Selâmlar yolla târihe
Gün, yine doğar Fâtih’e
Deme sakın,hayâl, çocuk…
DÖRTLÜKLER
ANNECİĞİM
Sen öğrettin hep bana
Bu dünyâda “neci”yim
Helâl et haklarını
Helâl et anneciğim!...
ANNE
Anne.. dirilten ses gibi
Hayat veren nefes gibi
Candır bize, candır anne
Anne değil, herkes gibi!...
ÖZET
Kâlp çalışır, “tık, tık” eder
Birgün gelir, “hık, mık” eder
Kesinleşince karârı
Canımıza “çık,çık” eder!...
|