RAMAZAN’A VEDÂ
Demek zaman geldi, gidiyorsun ha;
İnşâllâh memnunsun, yine gel; buyur!
Sen gidince her yer kalacak tenhâ;
Arada hatırla, sevgini duyur!...
Oruçtan, seherden serpiştir yıla
Sevenlerin, beşken beş daha kıla
Özlettir kendini yana yakıla
Yanmayan gönüller, yan gelir, uyur!
Nefis ejderine vur zülfikârı
Göz hapsinde tut hep, yâri-ağyârı
Yüklemeden önce, kediye kârı
Şeytanın şerrinden bizleri kayır!
Gidince, ağyâre kalmasın meydan
Hasenât yolunu kesmesin şeytan
Çıkacak olursa, affetme, davran
Kılıcı ânında, kınından sıyır!...
Muhtâcız ilgine, bereketine
Edepli-âdaplı hareketine
Muhabbete, sohbete, aşk nîmetine
Seninle çöl dahî, çimenlik-çayır!...
Her ne kadar gitsen, unutma bizi
Ayaklar kaymasın, izlesin izi
Olsun görüşmeye seninle yüzü
Öne geçsin yolda dâimâ hayır!...
Resûl gönüllerde, Kur’ân dillerde
Ramazan ateşi tüter güllerde
Hasret duâ olur, açar ellerde
Uğra ara-sıra, vaktini ayır!...
Nûrânî inan ki, çok özleyecek
Sabah-akşam bizi kim nazlayacak?
İnşâllâh ardından hep izleyecek;
Demeden yokuştur; yok, tepe-bayır!
Hep ayrılık diye bir şey olmasın
Hayırın boşluğu şerle dolmasın
Biz zayıf dostların yalnız kalmasın
İnşâllâh hem niyet, âkibet hayır!...
Teşekkür iftara, hem sahurlara
Havaya kattığın şavka, nurlara
Kadire, bayrama, tüm sürûrlara
Hey mânâ bereketi, sonsuz panayır!...
Yâ Hannân u, Yâ Mennân u Yâ Deyyân
Fağfir lenâ, gufrâneke Yâ Rahmân!
Vâde yetmese de, inşâllâh Reyyân,
Umuyoruz Yâ Rabbi, temmim bil’hayır…
RAMAZAN EFENDİSİ
Başı rahmettir, ortası mağfiret
Ayınla Ramazan Efendisi ol!...
Sonu oddan necât, nasîb-i cennet;
Sayınla Ramazan Efendisi ol!...
Kitapla-Sünnetle, âyet-hadisle
Şeytan bağlanmışken bozuş nefisle
Kulluk et Allâh’a kâlb-i hâlisle
Sa'yinle Ramazan Efendisi ol!...
Misâfire hürmet, başta bir defâ
Onunla muhabbet, zevk ile safâ
Bezm’e iştiraktir, Elest’e vefâ
Duyunla Ramazan Efendisi ol!...
Selâmın-sabâhın, hem akşamınla
Edebin-âdâbın, ihtirâmınla
Tebessüm, iltifat, hem ikrâmınla
Çayınla Ramazan Efendisi ol!...
Rahatsızlık verme yola, meydana
Gıpta ile baksın melekler sana
Çek kılıcı, oku yönelt şeytana
Yayınla Ramazan Efendisi ol!...
Selâm ver, duâ al, sabahsız geçme
Kem söz, dedi-kodu, ağzını açma
Ayak yere değsin, burnunla uçma
Huyunla Ramazan Efendisi ol!...
Çeliğin-çocuğun, tüm sevdiklerin
Mevsimidir bu ay kardeşliklerin
Bayramıdır kabrin, hem beşiklerin
Köyünle Ramazan Efendisi ol!...
Sen orucu tut, oruç ta seni
Bir insan ol, eskisinden yepyeni
Günlerin, boyundan çok olsun, eni
İyinle Ramazan Efendisi ol!...
Namazda kaçak yok, çoğu câmide
İlim var, irfan var, sohbet hemi de
İster yerde, ister gökte; gemide
Boyunla Ramazan Efendisi ol!...
İlgiyle, alâkayla, yardımla
İftar-sahur, sor-soruştur; adımla
Gıdık ile, sepet ile, salkımla
Heyinle Ramazan Efendisi ol!...
Tevbe ile, duâ ile, naz ile
Yalvar-yakar, gönülden niyâz ile
Değil elbet; ne saz, ne de caz ile
Neyinle Ramazan Efendisi ol!...
Okumayla, yazma ile, harf ile
Kâğıt ile, kalem ile, zarf ile
Kafa ile, yürek ile, kâlp ile
Beyinle Ramazan Efendisi ol!...
Riyâdan temizlen, kalmasın kibir
Tefekkür, tezekkür, dâimâ şükür
Uygula ne varsa, hayırdan bir bir
Sayınla Ramazan Efendisi ol!...
Tepeden tırnağa merhamet kesil
Kelimeyi seç de, dilden küfrü sil
Ye, yedir, ikram et; hayrı-şerri bil
Çayınla Ramazan Efendisi ol!...
Maddî, hem mânevî; ziyâfet ayı
Allâh’a akıyor deresi, çayı
Hayırda yarışta yükselt çıtayı
Boyunla Ramazan Efendisi ol!...
Nûrânî; beğensin bizi Ramazan
Dökülsün günâhlar, gelmeden hazan
Odur defterlere Reyyân’ı yazan
Toyunla Ramazan Efendisi ol!...
Öyleyse, beylerim; kızlar-kızanlar!
Hiç unutulur mu, kâlbe yazanlar?
Mânevî bereket, kaynar kazanlar
Suyunla Ramazan Efendisi ol!...
Umulur ki, buluşuruz Ebet’te
Gönül uyanıktır, gözler nöbette
İnşâllâh diyorsak, mutlak, elbette
Payınla Ramazan Efendisi ol!...
KADİR-NÂME
Leyle-i Kadirdir Kur’an’da adı
Bu gece bir “kadir bilme” gecesi
Mevlâ’nın kullardan budur murâdı:
Varlığın farkında olma gecesi…
Hem, KADER gecesi aynı zamanda
Dilekler kâbuldür sunduğun anda
Değişmek mümkündür göğün katında
Niyâzlarla maya çalma gecesi...
Âlemler içinde özge âlemsin
Kâinâtın göz bebeği âdemsin
Hayat bir defterdir, sen de kalemsin
Aşk mürekkebiyle dolma gecesi…
Bin aydan hayırlı; selâm, selâmet
Rabbini bilmek, kerem; kerâmet
Rahman, kullarına eder merhamet
Bağış kapılarını çalma gecesi…
Ümitsizlik yok; aslâ, bir defâ
Kaçarak eyleme kendine cefâ
Hadi koş, katıl; sen de bir safa
Rahmet deryâsına dalma gecesi…
Ne kadar olsa da, cürmün-günâhın
Af kapısı dâim, açık Allâh’ın
Tavrını örnek al Rasûlullâh’ın
Huzur’da kendini bulma gecesi…
Hiç boşa geçirme bu zamanları
Ateşle bağrını, sal dumanları
Tüllendirip cümle enstrümanları
Gönül nağmeleri çalma gecesi…
Terk et yanlışları, yönel Allâh’a
Dönmemeye azm’et aslâ bir daha
Kimin garantisi var ki sabâha?
Tevbeyle kirleri silme gecesi…
Nûrânî, verirken ele talkını
Uyarırken milletini, halkını
Unutma dâvânı, kendi ülkünü
Şeytana, hem nefse çelme gecesi…
Bir fırsat iklîmi, nur bereketi
Arınma çarşısı, aşk hareketi
Bulmak için en sonunda cenneti
En başa, en önde gelme gecesi…
Filistin, Arakan, Sûriye, Kerkük
Her taraflar yıkık, her taraf dökük
Beşer kan ağlıyor, boyunlar bükük
Gözlerin çağlayıp, dolma gecesi…
Kardeşlik; sıradan, kuru lâf değil
Çile müşterek; kimse muaf değil
Ne ihlâs, ne câmi; saflar saf değil!
Tefekküre dalıp solma gecesi…
Netîce; herkese mübârek olsun
İnsanlık selâmet, saâdet bulsun
Gözümüz, gönlümüz nurlarla dolsun
Kâlpleri sevdâya salma gecesi...
İşte budur; sözün, özü-özeti
Hakk'a kulluktadır ömrün lezzeti
Murâd ediyorsan hakta izzeti
İşte kullara, yükselme gecesi...
Ramazan âdetâ Nûh’un gemisi
Cehennemden necat, en ilerisi
Sen hele bir yönel, gelir gerisi
Fecre dek secdede kalma gecesi…
Nasip olsun felâh cümle ümmete
Rabbim nusret versin halka millete
Zevâl vermesin; ülkeye, devlete;
Duâlarda birlik olma gecesi...
MERKEZ-NÂME
İslâm demek, teslim demek
Yüce Allâh’ın emrine
Câmileri almak demek
Hayâtın tam merkezine!
Hayâtımızın merkezi
Hadi koş gel câmilere
Ezan çağırır herkesi
Hadi koş gel câmilere
Câmi dediğin neresi?
Tûbâya akar deresi
Cennet’in dünyâ adresi
Hadi koş gel câmilere
Günde beş vakit nerdesin?
Nerde, nice seferdesin?
Kim sana ne derse desin
Hadi koş gel câmilere
Neler hayâtının kod’u?
Kimlerdir modeli, mod’u?
Gerisi hep dedi-kodu
Hadi koş gel câmilere
Minber, mihrap, kürsü orda
Kulak verenler hep kârda
Hakkı seven kalmaz darda
Hadi koş gel câmilere
Câminin gayrında ne var
Nere gitsen, sonu hep dar
Allah ile Rasûlü yâr
Hadi koş gel câmilere
Teğet geçen pişman olur
Günâhları şişman olur
Cemâatten şaşma n’olur
Hadi koş gel câmilere
Kudüs yolunun durağı
Namazın mîraç burağı
Felâh burcunun çerağı
Hadi koş gel câmilere
Mevlânın vuslat kapısı
Vatanımızın tapusu
Arzın en güzel yapısı
Hadi koş gel câmilere
Tevbe sûresinde âyet:
Der ki, mümindedir hayret
Câmi yapımında gâyret
Hadi koş gel câmilere
Nâçârların sığınağı
Gariplerin barınağı
Mazlûmların korunağı
Hadi koş gel câmilere
Minâre, Şerefe, Hilâl
Seslenen sanki hep Bilâl
İşten-güçten kendini al
Hadi koş gel câmilere
Müslümanın farkı nerde?
Namazdır küfüre perde
Ezanı duyduğun yerde
Hadi koş gel câmilere
Kulun Rabb’le randevusu
Saf saf bir sevgi ordusu
Şeytanların tek korkusu
Hadi koş gel câmilere
Her biri Kâbe şûbesi
Parlar hakîkât şûlesi
Akar Kevser şelâlesi
Hadi koş gel câmilere
İnsana ünsiyet gerek
Cemâatle ol bal-börek
Tüm millet burda tek yürek
Hadi koş gel câmilere
Câmi-cumâ; vakıf, dernek
Gerekir muhtâcı görmek
Müezzinle imam örnek
Hadi koş gel câmilere
İmam, Peygâmber vekîli
Kitab’ın, Sünnet’in gülü
İslâmiyet’in bülbülü
Hadi koş gel câmilere
Bâzen görünse de küçük
Temsil ettiği yer büyük
O en önde, kalkarken yük
Hadi koş gel câmilere
İslâmiyetin direği
Teslîmiyetin yüreği
Aşkın yelkeni, küreği
Hadi koş gel câmilere
Köylü, şehirli doluşur
Zenginle fakir buluşur
Kardeşlik böyle oluşur
Hadi koş gel câmilere
Siyahla beyaz karışır
Dargınla küskün barışır
Herkes hayırda yarışır
Hadi koş gel câmilere
Memleketin ruh fezâsı
Beldenin kimlik imzası
Orada Hakk’ın rızâsı
Hadi koş gel câmilere
ORDU HAYAT GAZETESİ
15.05.2008